Lacan, her biri aktarımda faaliyet gösteren ve kendi özel keyif türünü vaat eden üç temel Öteki türü tanımlar.
Birinci olarak, İmgesel öteki; temelde öteki bir kişidir, bir eşittir (arkadaş, meslektaş, rakip, düşman), ve kişinin İmgesel bir ötekinden aldığı keyif, narsisistik projeksiyonun yanı sıra rekabet, saldırganlık ve nefretin keyfini içerir.
İkinci olarak Sembolik Öteki; bir otorite veya sistemdir. Bilgi, inanç veya hakikatin kaynağı veya somutlaşmışı. Bilen öznenin bedenleşmiş hali de diyebiliriz. Bir kurum, bir otorite veya bir uzmanlık gibi bir bireysel veya kolektif şekilde olabilir. Sembolik Ötekilerden aldığımız temel keyif, kimliğimizin tanınması, onaylanmasıdır. Yani, ego idealimizin değerinin doğrulanması ve bu ideali somutlaştırdığımızın güvencesidir.
Son olara Gerçek Öteki; emmenin, içe almanın, dışkılamanın, dışarı atmanın, bakmanın ve bakılmanın, dinlemenin ve dinlenmenin mutluluğunu da içeren en eski (bedensel ve varoluşsal) jouissance’ımızı sağlayan mitsel nesnedir. Medeni, toplumsal sembolik düzende yerimizi aldığımızda bu keyif nesnesini geride bırakmak zorunda kaldık ama kaybettiğimiz keyfi ve bütünlüğümüzü geri getirmeyi vaat ettiği sürece hem onu özlemeye hem de dönüşü Sembolik düzen özdeşleşmelerimizi bozma ihtimalinden dolayı ondan kaygılanmaya devam ediyoruz.